5 Ekim 2010 Salı
Kırık Sokak Lambası
Çelimsiz vucudu sırıttı bol gömleğiyle.Kara saçları yok etti tarağını.2 numara büyük ayakkabıları fırlayıp durdu ayağından.Bol pantolonuna tek çözümdü bol kemeri.Apartmanın merdivenlerinden indi yuvarlanarak.Mermer zemine gelen kaşı eridi karamel gibi ve aktı karamel suyu gömleğine.Kaldırdı kafasını, henüz çok erken bir saati insanların ona yardım etmesi için...Kafası eğik kalktı ayağa, gömleğine olan aşkından.Yürüdü apartmanın kapısına ahlar vahlar içinde.Kimse duymadı onu, çünkü çok erken bir saatti insanların ona yardım etmesi için...Boş sokağın kırık lambasına tutundu apartmandan çıkar çıkmaz.Kanayan yarası gözlerini karartmaya başladı yavaştan.Sağ bacağıda terk etti onu sonunda.Tık etti diz kapağının yanı, devrildi kırık bacağıyla kırık lambanın ayaklarına. Çığlık attı alçak bir sesle, kimseyi uyandırmak istemedi yine...Bacakları lambada kafası asfaltta durdu ayrı gayrı.Kollarım var dedi.Yüklendi sağ koluna kafasından çıkan damarlar yardımıyla...Dayanamadı artık tabi.Uyansınlar dedi o zaman.Bastı çığlığı...Bastı çığlığı...O çığlık attıkça geri döndü kulaklarına sesi.Sol ve sağ koluyla tutundu kırık sokak lambasına.Kolları titredi kalkarken.Kaşı giderek açıldı çorap söküğü gibi.Karamel oldu her taraf gömleği dahil...Karamelli gömleği göründü kararmış gözlerine.Titredi bu sefer sırf kolları değil her yeri...Yanaklarında ki karamelleri tuzlu sular yardı bi anda...Tuzlu su yok etti karamelleri suratından.Sokağın kanalizasyon yoluna sıçradı karamelleri bu sefer.'Biri görürde yardım eder ' dedi karamellerin arkasından.Bekledi...Çığlık attı.Bekledi...Kafasını kırdı kırık lambada...Bekledi.Gelmedi kimse.Çünkü çok erken bir saatti insanların ona yardım etmesi için...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder