11 Mart 2009 Çarşamba





MUTSUZ
Güneşin en tepede olduğu saatte çıktım çifliğimin bahçesine.İyice bi kokladım havayı ohhh pis gibi hava.Zaten güneşli havalarda benim morelimin bozuk olduğu pek görülmez.Her yer yemyeşil güneş,kum,deniz+ kızlar.Kızlar olmadan olmaz .Hele öyle bi güneşli günde 5 yıldızlı bi otelin havuzundaysan ahh ahh canım çekti şimdi.Peki ben altında kalırmıyım kalmam tabi.Hemen çiflikteki havuzun yanına bi şezlonk çektim.Üstüne serdim havlumu, aldım yanına bi limonata açtım müziği son ses...Tamam işte benim yaşam tarzım buydu.Yaslandım şöyle bi arkama ohhhh.
Benden mutlusu varmı şu dünyada dedim içimden.Ardından çifliğin tellerinin arkasında çalılıklar içinde insana benzer bi şey gördüm.Rahatımı bozup kalktım gittim bakmaya.Evet bi insandı ama insana benzer taraflarının azınlıkta olduğunu söyleyebilirim.Üstü başı yırtık,ten rengi kapkara bi deri bi kemik bir insandı.Mutsuz olduğu her halinden belliydi.Çünkü sonuçta o benim imkanlarıma sahip değildi.Hayatı boyunca belki hiç mutlu olmamıştı.Hatta ve hatta belki bi diskoya yada partiye gitmemişti.Hemen çiflik kapısından aldım içeriye adamı çektim onada bi şezlonk üstüne bi havlu serdim, elinede verdim limonatayı.Ohh içim rahatlamıştı.Sonuçta burda bi haksızlık falan yok yani.
Hani bazılarının dediği gibi herkes eşit herkese eşit imkanlar alın size eşitlik.Bi adamı mutlu etmiştim ve ben çok iyi bi insandım.Sonra döndüm adama o yüzündeki mutluluğu görmeye.Mutluluktan eser yok...Gülerek' müziği dinle müziği adamı acayip koparıyo' dedim.Kafasını hafif çevirip müziği dikkatlice dinledi ama yine bi şey değişmedi.Adam mutsuzdu bi kere ve onu mutlu etmek benim görevimdi.Karnının aç olduğunu o yüzden mutsuz olduğunu düşündüm.Tuttum kolundan mutfağa götürdüm.Koydum önüne dünya mutfağından her çeşiti düşünün yani bi kuş sütü eksikti.Adamın yine yüzünde bi tebessüm olmamıştı.Aksine giderek üzülüyo gibi geliyodu bana.Ardından bunu aldım salona götürdüm.Açtım müziği oynamaya başladım.O kadar hareketli bi müzikti ki oynamamak imkansızdı.Hadi dedim adama 'mutlu olmak bu kadar zor mu ? '.Cevap yine yok.Offf kafayı yiyeceğim abi yaa yok yani olmuyo ne yapabilirim ki.Artık son bi planım vardı o da işe yaramazsa teşisi koyucaktım.Yan çiflikten 2 tane kız çağardım.Ama görmeniz lazım.O kadar güzeller ki gece yatarken bile makyaj yapıyolar.Babalarıda bayağa zengin, babası eve pek gelmiyo ama olsun para babasının yokluğunu aratmıyo.Dedim ki 'kızlar gelirken bayağı bi süslenin bir arkadaşım var mutluluk arıyor.'Sağ olsun kızlar sözümden pek çıkmaz tabi bende onların istedikleri bi şeyi iki kez söyletmem.Hemen alırım.Napiyim insanları mutlu etmeyi seviyorum...Kızlar geldi içimden dedim ki 'bu kızlarda bu adamı mutlu edemezse adam ya top yada bitkisel hayatta.'Kızlarla çıktım dışarı bahçeye oturduk çimenlerin üstüne.Bi kız benim yanımda diğer kız adamın.Kız bizimkine yaklaşmaya çalışıyo ama bizimkinin hiç umurumda değil.Uzandı çimenlere ikiseksen güneşi izliyodu.Sonra gözlerine iyice baktım.Adeta gözlerinin içi gülüyodu.Ne yani ben bu adama yıllardır imrendiği hayatı yaşattım yemekler yedirdim kızlarla tanıştırdım o bunlarla mutlu olmuyordu da güneşe bakıncamı mutlu oluyordu.
Sonra bi anda kalktı ve karışımızda ki ağacın üstündeki kuş yuvasına baktı.Kuşlar birbirinin gagasına değiyor adeta sevişiyolardı.O kadar sıkıntısız gözüküyolardı ki ve o kadar mutlu.Adam uzun süre baktı ve öyle bi kahkaha patlatı ki çok mutsuz görünüyodu....

2 yorum:

  1. "Mutsuz adam" sanki yazım hatalarına dikkat edilmiş olarak bu hikayeyi okusa bir nebze mutlu olabilir...
    Çiftlik ve 5 yıldızlı otel arasında bir adaptasyon zorluğu çektim okurken...
    Bir de Türk filmlerinden tanıdık gelen bir "Mutlu Etme..."
    Ellerine sağlık...daha çok, daha sık hikaye isteriz...
    Yazalım güzelleşelim...:)

    YanıtlaSil
  2. Emin ol daha sık olucak.Yaptığın eleştiriler için çok teşekkür ederim dikkate alıcam
    Yazalım güzelleşelim...=)

    YanıtlaSil