
Bir Şarkım Var!
Kadiköy Bahariyede bir adam takıldı gözüme.Tam Adliyenin aşağısında kaldırımların üstüne oturmuş saz çalıyordu.Üstünde çamurlara, otlara bulanmış bir kazak vardı.Altındaysa yırtıklar içinde bir pantolon.Ayağında ayakkabısı yoktu.Adamın sakallarından dolayı yüzünde tek görünen yeri gözleri ve burnuydu.Gittim yanına adamın.Çevresinde pek bir kalabalık yoktu.İlk başta dinledim.İnanılmaz güzel çalıyordu yada bana öyle geliyordu.Gözlerini kapamış adeta saz ile sevişiyordu.O gün bir sürü işim vardı ama umurumda değildi.O adam sazı elinde bırakmadıkça ben gitmeyecektim.Gittim adamın arkasındaki çalılıklardan bir tane bira kasası çıkardım.Çektim adamın yanına dinledimde dinledim.Adamın her şarkısından sonra adamın para kutusuna 1 lira attım.Giderek etrafımızda ki çember daralmaya içinde ki insanlar çoğalmaya başlamıştı.İnsanlar adamın para kutusuna sürekli para atıyordu.Para kutusu taşıcaktı nerdeyse ama adamın hiç umurunda değilmiş gibi gözleri kapalı sazını çalmaya devam etti.Herkes adamın sazı eşliğinde öyle bir çoşmuşlardı ki.Herkez adamın çaldığı şarkıların sözlerini hep bir ağızdan söylüyorlardı.Etrafımızda ki insanlar giderek fazlalaştı.Şarkıyı bilmeyenler bile alkışlarla ıslıklarla eşlik ediyorlardı.Merak ettim bu adamın bugün bu kadar ilgi çekmesinin nedeni ne idi.Yoksa hergün böylediyde....ee o zaman paraları ne yapıyor...Yoksa bu adam sevgili hükümetimizin bir ajanı falan olmasın veya bir polis...Kafam karışmıştı.Adam durmak bilmeden çalmaya devam ediyordu.Adam resmen Kadiköyü etrafına toplamıştı.Etrafta ki lokantalardan büfelerden çıkıp gelen insanlar vardı.Artık adamın nasıl çaldığını siz düşünün...Şarkısını çalarken elini sazın tellerine vurdu şarkıyı yarıda bıraktı.Ardından adam, daha önce insanların hiç duymadığı bir şarkıyı çalmaya başladı.Herkes bu şarkının nasıl bir şarkı olduğunu merak ile beklemekteydi ve bir anda adam şarkıya girdi.İnsanlar bu şarkıyı bilmiyordu bilmeyi bir kenara bırakın sözlerinden hiç bir şey anlamıyorlardı.Şarkı Kürtçeydi...Bir anda alkışlar durdu, ıslıklar sustu ve çakmaklar sönü verdi....O derin SESSİZLİK içinden çıkan tek ses adamın o yanık sesiydi.Herkes bi süre hiç bir şey söyleyemedi.Şok olmuşlardı çünkü.Adam şarkıyı söylerken bir çocuk gibi ağlamaya başladı.Sesini iyice yükseltmişti sazın sesi bile duyulmuyordu adamın sesinden...Ardından bir ses bombası gibi bağırış koptu insanlardan....'Pislikkkkk','Şerefsiz, adi Kürt','Sen olmayan vatanına gitttttt!!!!!Burda işiniz yok sizin','Kıllı mahluk seniii!!!'Daha 5 dakika önce o adamın yanık sesiyle dalıp giden insanlar şimdi onu linç etmek istiyorlardı.Kalabalık küfürler ede ede dağıldı.Adamın Kürtçe söylemesinden rahatsız olmayan insanlar bile kalabalığa uymak zorunda kaldı.İçimden iyiki adama saldırmadılar dedim.Koskoca Bahariye'de sadece ben ve o adam kalmıştı.İkimizde konuşamadık.Adam sazını çantasına yerleştirdi.Kalktı bana baktı.Gözlerindeki yaşlar gitmiş onun yerine öfke gelmişti...
Ve bahariyeden aşağıya doğru yavaş yavaş yürüdü...Para kutusunu yerde bırakmıştı...
Bir an o adam ben oldum, nasıl bu kadar güzel saz çalmışım sende nasıl bu kadar güzel, ayrımcılığa karşı duyduğun öfkeyi kaleminle aktarmışsın.
YanıtlaSilEline sağlık
Sağolasın DOSTUM....
YanıtlaSilVayyy!.. Şahane olmuş!.. Ellerine sağlık...
YanıtlaSilFazlalıklar var...
Yaza yaza törpülenecek onlar da...
teşekkürler hocam...
YanıtlaSilBir Nazım şiiri sevip onun şiiri olduğunu öğrenince "Vatan haini" demeye benziyor...
YanıtlaSilÇok uzun hikaye bu çok...
ne güzel seslemiş,seslenmişsin ellerine sağlık...
teşekkürler...
YanıtlaSilgercekten iyi bir hikaye.ama "herkez" degil "herkes" =) sevgiler...
YanıtlaSilherkezde imlaya takılmış...
YanıtlaSilBencede üzerinde çokta durulması gereken bir şey değil ama durulması gerektiği kadar duracağıma emin olabilirsiniz
YanıtlaSil